Bu proje Konya'ya can verecek
Konya'nın içme suyu hasretine son verecek olan Mavi Tünel projesinde yeni bir aşamaya gelindi. Konya'nın suya doyacağını söyleyen Doğuş İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Doğan Talu, projenin hayat bulmasında Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun büyük emeği olduğunu vurguladı.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Doğuş İnşaat'ın üstlendiği Konya Mavi Tünel İçme Suyu Arıtma Tesisi ve İsale Hattı projeleri tüm hızıyla devam ediyor. Projenin, Konya'nın geleceğine büyük katkı sağlayacağını söyleyen Doğuş İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Doğan Talu, YENİ AKİT'e açıklamalarda bulundu.

28 YILDIR EMEĞİ VAR

1989 yılından beri Doğuş İnşaat'ta çalışan Doğan Talu, "Doğuş İnşaat'a ilk önce vardiya mühendisi olarak katıldım. O günden bugüne de Doğuş İnşaat'ın yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirdiği çeşitli yol, baraj ve metro projelerinin yapım ve yönetiminde görev aldım. Bugün şirketimizde Altyapı Projeleri'nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorum" dedi.

HASRET BİTİYOR

Projenin yapımına daha önce başlandığını dile getiren Talu, "Yarım bırakılmış bir işti. Mavi Tünel İçme Suyu Arıtma Tesisi'ni tamamen biz inşa ettik ve yapımı 2 yıl önce tamamlandı. Su arıtma kapasitesi 366 bin 850 metreküp/gün olan bu arıtma tesisi; Konya İl Merkezi, Çumra İlçesi ve İçeri Çumra Beldesi'nin 2050 yılına kadar içme, kullanma ve sanayi suyu ihtiyaçlarını karşılayacak. Bu proje kapsamında; Mavi Tünel'den alınan ham suyu arıtmak için tesise temiz su pompa istasyonu ile tahliye ve taşkın sistemleri inşa edilmiş, ekipman temini ve montajı, personel eğitimi ve tesislerin işletmeye alınması sağlanmıştı. Arıtma tesisi hazır olmasına rağmen içme suyu isale hattının inşaatı henüz tamamlanmadığı için tesisi çalıştırmak için biz de iki yıldır bekliyoruz. Mavi Tünel İçme Suyu İsale Hattı'na ilişkin sözleşmeyi 6 ay önce imzaladık. Proje kapsamında; Konya'daki Bağbaşı Barajı'ndan alınan sular, Çumra'daki arıtma tesisinde arıtıldıktan sonra Çumra'ya ve diğer ovalara verilecek. Kasım ayının sonunda projemizi tamamlayıp Konya'nın hasret kaldığı su, bölge halkının kullanımına sunulacak.

EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR

Konyalılar ve bürokratlar bu projenin tamamlanmasını büyük bir umutla bekliyorlar. Çünkü Konya'nın içme suyuna kavuşma hayali çok eski tarihlere dayanıyor. Konya'nın Çumra ovalarına su getirilebileceğini ilk kez 1870'li yıllarda düşünen Çumra'nın Hayıroğlu köyünden bir çiftçi olan Kurukafa Mehmet Efendi'dir. Kurukafa Mehmet Efendi, çevresindeki halkı bir araya getirerek Beyşehir Gölü'nden Çumra'ya doğru yürüyüş gerçekleştirmiş, bölgedeki etütlerini bizzat kendisi yaparak bu bölgeye su getirmenin mümkün olduğunu tespit etmiştir. Devlet yetkilileri de bu yerinde tespit sonrasında konuya her zaman yakın ilgi göstermiştir. Kurukafa Mehmet Efendi'nin hayalinin, Orman ve Su İşleri Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu Bey tarafından gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz" diye konuştu.

SINIR DEĞER UYGULAMASI İSTİYORUZ

Kamu ihale sistemi konusunda da görüşlerini dile getiren Talu, şöyle konuştu: "İhalelerde aşırı düşük fiyat tekliflerinden dolayı çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Projelere bu tür gerçekçi olmayan tekliflerin verilmesini hiç tasvip etmiyoruz. Sınır değer uygulaması, ihale şartnamesine yazılırsa o ihalenin sonucuna hiçbir şirket keyfi itirazlarda bulunamaz. Çünkü ihale şartnamesinin önüne hiçbir şey geçemez ve geçmemelidir. Eskiden ihaleyi kazanan şirkete 'hayırlı olsun' denilirdi. Şimdi sonuçlanan ihaleyi engellemek için art niyetli ve keyfi itirazlar yapılabiliyor. Hatta bundan dolayı sonuçlanamayan birçok ihale var. 66 yıllık bir müteahhitlik şirketi olarak bu gibi durumlarla karşılaştığımızda 'ah nerede o eski ihaleler' diyoruz"

KARARNAMEYİ BEKLİYORUZ

Son zamanlarda demir fiyatlarında ve boru fiyatlarındaki zamma değinen Talu, "Çelik bazlı bütün malzemelerde öngörülenin çok üzerinde bir fiyat artışı oldu. Döviz bazlı sözleşmelerimizde bir kaybımız bulunmuyor. Fakat döviz bazlı olmayan sözleşmelerde meydana gelen artışlar sektörümüzü olumsuz yönde etkiledi. Bundan 2 yıl önce tonu 950 TL'ye alınan demirin bugünkü fiyatı 2.100 TL oldu. Hatta nakliye ve diğer masraflar ile birlikte demirin maliyeti 3.000 TL'ye kadar çıkıyor. Bu, Türkiye'deki bütün müteahhitlerin sorunudur. Özellikle de küçük ölçekli inşaat işleri yapan şirketler iflasın eşiğine geldiler. Öncelikle aşırı fiyat artışlarından kaynaklı ekonomik kayıpların, sektördeki sivil toplum kuruluşlarının kuracakları tarafsız bir komisyon tarafından değerlendirilerek ortaya konması gerekiyor. Bunu takiben de Bakanlar Kurulu tarafından alınacak karar çok önemlidir. Böyle bir kararnamenin tüm müteahhitler için uygulanması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.