"DSİ, Suriye'de destan yazıyor"
Devlet Su İşleri ( DSİ), Suriye'de terörden arındırılmış bölgelere içme suyu götürerek önemli bir sosyal hizmete daha imza atıyor. Türkiye'nin kendi sınırlarının güvenliğini sağlarken, Suriye'deki mazlumlara kol kanat gerdiğini söyleyen Soysal Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Mehmet Mallı, söz konusu hizmetlerin bir adım ötesinde Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında terörden arındırılan bölgelere içme suyu götürmenin amaçlandığını kaydetti.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Uzun yıllardır inşaat sektöründe faaliyet gösteren Sosyal Mühendislik şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Salih Mehmet Mallı, yaptıkları hizmetleri ve DSİ ile işbirliğinde oldukları projeleri Yeni Akit'e anlattı. Soysal Mühendislik'in 1994 yılında kurulduğunu söyleyen Mallı, "Biz Gümüşhaneliyiz. İnşaatçılık babamızdan geliyor. Biz bir aile firmasıyız. Babamız 1950'li yıllarda Gümüşhane'den Ankara'ya gelmiş. TBMM'nin inşaatında çalışmış. Daha sonrasında inşaat taşeronluğu ve yap-sat işleri yapmış. Ağabeyim daha sonrasında yeni şirketler kurarak inşaat taahhüt projeleri ile ilgilenmiş. Soysal Mühendislik olarak bugüne kadar Türkiye'nin birçok yerinde projeler inşa ettik" dedi.

DSİ'den El-Bab'a içme suyu

Suriye'de yaklaşık 50 km uzunluğunda içme suyu isale hattı inşa ettiklerini belirten Mallı, "İsale hattı düktil (çimento kaplı çelik) borular ile inşa edildi. Suyu, DSİ'nin Çobanbey'de açmış olduğu 11 tane su kuyusundan alıp El-Bab'a kadar branşmanları ile birlikte ulaştırıyoruz. Buradaki en büyük amaç Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında terörden arındırılan bölgelere içme suyu götürmektir. Çünkü orada bizim askerimiz var. Türk askeri var. Su medeniyettir, su hayattır. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V.) bir hadis-i şerifinde "Hayırların en büyüğü, insanları su ile buluşturmaktır" buyurmuştur. İnşallah o hayra nail oluruz. Pompalardan çıkan suyu gördükçe heyecanımız artıyor. Projenin ihalesi proje değişikliğinden dolayı iki defa yapıldı. İkinci ihalede daha fazla tenzilat yaparak işi aldık. İhalede pazarlık aşamasında çok ciddi rekabet oldu. Biz işi TL bazında aldığımız için dolar fiyatlarının artışı bizi ciddi manada etkiledi. İnşallah zarar etmeden projeyi bitirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.

Devletsizlik susuzluk demektir

Suriye'de iş yapmanın zorluklarına da değinen Mallı, "Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Biz Suriye'de devletsizliğin ne demek olduğunu gördük ve yaşadık. İslam ümmetinin parçalanmışlığını, garibanlığını, kenara itilmişliğini gördük. Allah askerimize, polisimize, özel harekâtçılarımıza zeval vermesin. Hepsi aslanlar gibi Suriye'de mücadele ediyor. Bunların yanında bizim yaptığımız iş gölgede kalır. Esas fedakârlığı askerlerimiz yapmaktadır. Suriye'de iş yapmak sanıldığı kadar kolay değildir. Devletimiz valilik üzerinden gerekli izinleri ve gümrüklerdeki geçişlerimizi kolaylaştırdı. Çobanbey'de yaşayan Türkmenler başta olmak üzere yerel vatandaşlarla da iş ortaklığı yapıyoruz. Projemizde o bölgede yaşayan vatandaşları da istihdam ediyoruz. Türk askerimizin ve Çobanbey'deki yerel valiliğin gösterdiği yerde şantiyemizi kurduk. Kilis Vali Yardımcısı şu anda Çobanbey Valisi olarak çalışıyor. Hatta Çobanbey'in yerel meclisi Kilis Vali Yardımcısı'na bağlıdır. Aynı zamanda Gaziantep Vali Yardımcısı da El-Bab Valisi olarak çalışıyor. ÖSO da bize güvenlikle ilgili destek verdi. Düktil boruları Samsun Makina Sanayi firmasından temin ettik. Bizim için ciddi maliyet artışına sebep olmasına rağmen yerli malı kullandık. Şu anda boru döşeme işimiz bitti, sanat yapıları mekanik elektrik işleri devam ediyor. Suriye'de iş yapmak istediğiniz zaman birçok banka teminat mektubu vermiyor. Mesela bazı malzemeleri yurtdışından alamadık.

Hizmet götürdük

"Suriye'ye mal satmam" diyen yurtdışı firmaları var. Biz her açıdan kendi imkânlarımızla DSİ'nin uhdesinde projemizi belirli bir aşamaya getirdik. Bundan dolayı büyük gurur duyuyoruz. El-Bab'ta içme suyu yok. Yaklaşık 300 bin nüfusu olan şehirde şu anda 250 bin kişi yaşıyor ve su tankerlerle iletiliyor. Biz isale hattını yaparak hem o bölgede karargâhı bulunan Türk askerine hem de o bölgede yaşayan yerel vatandaşlara içme suyu götürüyoruz" dedi.

Suriye'de iş yapmak yürek ister

Türkiye'nin Suriye'de para hesabı yapmadığını vurgulayan Mallı, "Suriye'deki şantiyemizde iş makinelerimiz mayınlara bastı ve kamyonlarımız patlatıldı. Biz Güneydoğu'da iş yapsaydık ve böyle bir terör saldırısı yaşasaydık, devlet bu zararı tazmin ederdi. Biz bu işi farklı bir ülke olan Suriye'de yaptığımız için, daha doğrusu kıta sahanlığı olmadığı için bizim zararımız karşılanmadı. İhaleyi yapan kurum DSİ ama projenin inşa edileceği yer başka bir ülkenin sınırları içinde kalıyor. Bundan dolayı devlet yetkilileri bir terör saldırısı olduğu zaman olay yerine gelip tahkikat yapamadığı için rapor edilemiyor. Çünkü böyle bir kanun da yok. Bizim yaşadığımız bu terör saldırısını sineye çekebilecek durumumuz yok, hem bizim için hem bundan sonra yapılacak projelerde yer alan müteahhitlerin böyle durumlar yaşamaması için kanuni bir düzenleme yapılması gerekir. Suriye'de terör saldırılarında hasar gören iş makinalarını Türkiye'de olduğu gibi devletimizin tazmin etmesi gerekiyor. Devletimizin her türlü talebinde biz o bölgede iş yaparız. Biz sınır ötesinde ülkemizi tehdit edebilecek bölgeleri ön karakol gibi düşünüyoruz. Şu anda Türkiye o bölgede para hesabı yapmıyor. Amerika gibi petrol hesabı yapmıyor. Türkiye kendi sınırlarının güvenliğini sağlamak ve oradaki mazlumlara kol kanat germek istiyor" şeklinde konuştu.

Türkmenler de suya kavuşacak

El-Bab'da tankerlerle su taşındığını ve içme suyu konusunda büyük sıkıntılar yaşandığını ifade eden Mallı, "Biz şu anda su kuyularından suyu çıkardık ama hatta suyu vermedik. Akabinde bu sular iletim hattına iletilecek. Daha sonrasında depolara ve şebekeye verilecek. Suriye'de 100 yıldır Türkmen kardeşlerimiz şehit oluyor. Her evde bir şehit var. Türk askerimizin El-Bab'a girmesiyle o bölgede yaşayan insanlar ve özellikle de Türkmen olan vatandaşlarımız o topraklara sahip çıkıyorlar. Dolayısıyla hayatta kalma mücadelesi devam ediyor. Suriye'de 100 yıldır yapılan zulmün haddi hesabı yok. Fırat Nehri'nden Halep'e kadar 400 km'lik hat ile suyu çekmişler ama bizim 30 km'lik mesafedeki Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı bölgeye su vermemişler. Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı bölgede sadece arpa yetiştirilmesine izin verilmiş. Şimdi patates ekiyorlar, fasulye ekiyorlar, mısır ekiyorlar. Muazzam verimli topraklar var ama Türkmen kardeşlerimizi bu anlamda çok sindirmişler. Şu anda Çobanbey'de büyük ölçüde Türkmenler yaşıyor. Hepsi de "bu vatan bizim, biz bedel ödedik" diyorlar. Gönüllerindeki vatan sevgisini böyle ifade ediyorlar. Oradaki meclis başkanı da Türkiye sevdalısıdır. Şu anda o bölgede Türk firmaları hariç iş yapan firma bulunmuyor. 2016 yılından itibaren başlatılan ve süre gelen Fırat Kalkanı Harekâtı, Zeytin Dalı Harekâtı, Barış Pınarı Harekâtı ve Bahar Pınarı Harekâtı kapsamında Türk askerinin girdiği bölgelerde Türk firmaları işler yapıyor" ifadelerini kullandı.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.