Fiyat farkına acil çözüm
Yılka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Yılmaz, dolar kurundaki aşırı artışların imalat fiyatlarını arttırdığını ve bu yüzden müteahhitlerin iflasın eşiğine geldiğini belirterek bu konuda devletin acil çözüm üretmesi gerektiğini söyledi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

1991 yılından beri Ankara'da faaliyet gösterdiklerini ifade eden Nurettin Yılmaz, "Aslen Muş Bulanıklıyız. Yılka İnşaat'ı 2001 yılında kurduk. Aile şirketiyiz. Kuruluşumuzdan bu yana ülkemizin birçok ilinde kamu kurum ve kuruluşlarının inşaat faaliyetlerinin yanı sıra DSİ'nin gölet, sulama, taşkın koruma gibi projelerini başarılı bir şekilde tamamladık. Bu çerçevede faaliyetlerimizi ilk günkü heyecanla sürdürüyoruz" dedi.

TIMARLI SULAMASI ÇANKIRI'NIN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK

Devam eden projelerinden Çankırı Kızılırmak Tımarlı Sulaması projesinin öneminden bahseden Yılmaz, "DSİ 5. Bölge Müdürlüğü'nün uhdesinde inşa ettiğimiz Çankırı Kızılırmak Tımarlı Sulaması'nın inşaatı 2015 yılının Ağustos ayında başladı. 2019 yılında bitirip teslim etmeyi düşünüyoruz. Tımarlı Sulaması kapsamında yaklaşık 30 km kanal, 180 km sulama amaçlı boru hattı inşa edilecek. İnşa edildiği bölgeyi doğrudan etkileyecek olan bir projedir. Bu projeyi tarımla iştigal eden bölge halkı yakından takip ediyor. Proje bittiği zaman yaklaşık 8 bin hektar arazinin sulamaya açılacak olması, tarımsal üretimin önemli ölçüde artmasına neden olacaktır" diye konuştu.

"TASFİYE" ÇÖZÜM DEĞİL

Dolar fiyatlarının yükselmesinden dolayı imalat fiyatlarında oluşan yüksek fiyat farkının çözümü için tavsiyelerde bulunan Yılmaz, "Sulama projelerinde dolar fiyatlarının artışından dolayı birçok firma zarar etti. Biz işe başladığımızda dolar 2,3 TL olarak işlem görüyordu. Şimdi 3 TL oldu. Daha öncesinden iş alanlar dolar kurunu 1,8 TL üzerinden hesaplıyordu. Biz şu anda projenin kamulaştırma ve toplulaştırma çalışmaları yapıyoruz. 2017 yılında boruları döşemeye başlayacağız. Bizim de temennimiz, herkesin umut ettiği gibi dolar artışından kaynaklanan fiyat farkının makul bir çözüme kavuşturulmasıdır. Sırf bu yüzden müteahhitlerin iflas etmesi yüzlerce kişinin işsiz kalmasına sebep oluyor. Neticede müteahhitler hem devlete vergi ödüyor, hem de halkı istihdam ediyor. Müteahhitlerin iflas etmesinin ülkemize hiçbir faydası yoktur. Fiyat farkından dolayı oluşan zararları önlemek için işlerin feshedileceği söyleniyor. İşleri feshetmek devlete bir yük daha getirir. Çünkü devam eden bir işin tasfiye edilmesi ve yeniden ihaleye çıkılması en az 2 sene sürüyor. Bu da yatırımların halka ulaşmasını engeller ve devlet yine eskisi gibi kangren projelerle uğraşmak zorunda kalır. Dolayısıyla işlerin tasfiye edilmeden hızlı bir şekilde bitirilmesi hem devletimizin hem de milletimizin menfaatinedir" dedi.

YÜKSEK TENZİLAT DÖNEMİ BİTTİ!

Kamu ihale sistemine de değinen Yılmaz, "Kamu ihalelerinde altyapı projeleri için uygulanan katsayı oranın 1,2'den 1'e düşürülmesi çok iyi oldu. Altyapı projelerinde eskiden olduğu gibi yüzde 60-70 tenzilatlarla işler alınamıyor. Daha önceden 1,2 katsayısına göre ihale edilen işlerde büyük sıkıntılar oluştu. Maalesef önceden ihale edilen işlerin birçoğu şu an feshediliyor. Çünkü yüksek tenzilatla alınmış, müteahhit işini bitiremeyip iflas edecek duruma gelmiş" diye konuştu.

GIDA SEKTÖRÜNE DE YATIRIM YAPACAĞIZ

Yılka İnşaat'ın gelecekteki hedeflerini de anlatan Yılmaz, "Mevcut inşaat faaliyetlerimizin yanında, Muş ilinde ayakkabı imalatı yaptığımız bir atölyemiz mevcutken terör olaylarından dolayı memleketimizde iş yapamaz hale geldik ve fabrikamızı tasfiye etmek zorunda kaldık. Satış mağazamız ise halen Bulanık ilçemizde faaliyetini sürdürmektedir. Diğer yandan hayvancılık faaliyetleri kapsamında Çorum'un Bayat ilçesinde mülkiyet satın alarak hayvan çiftliği kurulumuna başladık. Kısmet olursa yakın gelecekte hayvan kesimhanesi de yapmayı arzuluyoruz. Bizzat kendi üretimimizle et ve et ürünleri üzerine çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Hayvancılık potansiyelinin yüksek olduğu memleketimizde de benzer bir işletme kurma amacımız bulunmaktadır. Güven ortamının sağlanması ile birlikte bu yönde faaliyetlerimize ağırlık verilecektir" dedi.

DOĞU'DA HER KÖYE ÜRETİM VE SATIŞ KOOPERATİFİ, HER EVE MAAŞ

Doğu ve Güneydoğu'da göçün önlenmesi için önemli açıklamalarda bulunan Yılmaz, "Göçün birinci temel nedeni terör, ikinci nedeni ise temel ekonomik problemlerdir. Ekonomik nedenlerin başında işsizlik gelmektedir. İşsizliği önlemek ve ekonomik katma değer yaratmak amacıyla öncelikle güven ortamı sağlanmalıdır. Akabinde yörenin sosyal ve ekonomik kalkınması amacıyla, istihdamı artırıcı tedbirleri gerçekleştirmek lazımdır. Bu çerçevede küçük üretim ve satış kooperatiflerinin kurulması sağlanmalıdır. Devlet teşvikleriyle bölgesel üretim ve satış kooperatifleri, bölgesel pazarların kurulması, istihdamın artmasına neden olacaktır. Doğu ve Güneydoğu'daki her ilçede benzer oluşumların önünü açmak gerekir. Farklı sektörlerde ara mallar üreten küçük işletmelerin, kooperatiflerin kurulması bölgeye önemli ekonomik hareketlilik kazandıracaktır. Emek yoğun sektörlere ağırlık verilmesi, yatırım ve vergi teşviklerinin öngörülmesi önemli bir katkıdır. Gıda, temizlik ürünleri, giyim, dekorasyon malzemeleri ve daha birçok ürün üzerine küçük üretim sahaları oluşturabilir. Bölgenin en önemli ekonomik kaynağı hayvancılık, farklı tedbirlerle ülkenin kalkınmasına önemli bir katkı sağlayabilir. Kurulan üretim ve satış kooperatifleri vasıtasıyla, pazarlama faaliyetlerinde etkinlik sağlanarak köylülerimizin elde ettikleri ürünlerin satışı, bölgesel pazar ve kooperatifler eliyle yapılabilir. Ekonomik faaliyetlerin ağırlık kazanması, katma değer oluşturması neticesinde işsizlik önlenecek ve göç azalacaktır. Kişisel olarak Bulanık söğütlü köyümüzde hayalimdeki bir projeden bahsetmek istiyorum. Hazineye ait köy halkının kullanımında bulunan bir arazi mevcuttur. Bu arazide organize sanayi bölgeleri benzeri, 1000 m² kapalı alanlı imalat işletmelerinin oluşturularak, çelik kapı, plastik mamuller imalatı, deri ürünleri imalatı ve tarımsal ürün imalatı yapmaya yönelik, 10 ortaklı kooperatiflerin kurulmasını düşündüm. Kurulacak kooperatif ortakları aynı zamanda işletmede çalışacak, maaşını alacak ayrıca işletme sahibi olarak da dönem sonunda kar elde edecekti. 10 işletmeyi 10 kişilik ortaklarla kurduğumuzda, 100 kişi iş sahibi olacak, göç önlenecek ve çalışanlar işlerinin patronu olarak işine sahip çıkacaklardı. Diğer yandan bölgede genç nüfusun çokluğu işgücü maliyetleri açısından önemli bir avantajdır. Benzeri oluşumlarla bölgede 5 yıl içerisinde işsizlik sıfıra inecek, ülke ekonomisinde de önemli katkılar sağlanacaktır. Bölgeye de bu sistem yeni bir model olacaktır. İnşallah güven ortamının sağlanmasıyla düşündüğüm projeyi kendi köyümde hayata geçirmek nasip olur" diyerek sözlerini tamamladı.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.